12 Ocak 2012 Perşembe

GEORGE ORWELL, 1984, STALİNİZM VE OLİGARŞİ

Uzun süredir okumak istiyordum bu kitabı. Aslında üniversitede bir hocamın derste okuttuğu bir kitaptı ama tesadüf o ki, o sene hocamın dersi almaması yüzünden hedefime ulaşamadım. Birkaç sene gecikmeli de olsa George Orwell'ın Bin Dokuz Seksen Dört kitabını okudum. Büyük bir merak içindeydim.

Okumadan önce kitabın bir Stalinizm eleştirisi olduğunu yaptığım araştırmalardan öğrenmiştim. Fakat okuyunca hiç de öyle olmadığını gördüm. Öncelikle kitap bir gelecek öngörüsü ve sosyalizm sonrası bir dönemi anlatıyor. Her ne kadar yönetim şeklinin "İngsos" (İngiliz Sosyalizmi) olsa da Okyanusya devleti, neredeyse kast sistemi denebilecek bir katmanlara, faşist denilebilecek düzeyin bile fazlası bir sivil toplum baskısı ve Platonist bir eşitsizlikçi modele sahip. O kadar ki Platon'un kimin asker kimin yönetici kimin halkı oluşturacağına dair teorisi (ismi böyle değil tabii) neredeyse doktrin olarak kullanılmakta resmi ideoloji tarafından. Kitabın çoğu yerinde de faşizm ve komünizmden "öteki" ideolojiler olarak bahsedilmektedir. Sonuç olarak, ideoloji sosyalizmden türemiş ama oligarşik kolektivizme dönmüş bir baskı rejimidir.

Kitabın baş kahramanı Winston'ın muhalif bir yayını okuduğu kitabın başlığı ise ideolojinin adı: oligarşik kolektivizm. Toplum ise 3 katmandan oluşuyor: iç parti, dış parti ve proleterler. İç parti, oligarşiyi oluşturan sınıf. Dış parti ise bir nevi orta sınıf. Özellikle iç parti ve dış parti üyelerini gözetleyen, evlere, sokaklara yerleştirilmiş tele-ekranlar mevcut. Ünlü "big brother sizi gözetliyor" deyimi de buradan geliyor. Big Brother ise bizzat parti tarafından yaratılmış devlet başkanının adı. Daha doğrusu yaratılmış mı, yaşıyor mu belli değil. Büyük ihtimal hiçbir zaman ölmeyecek olan bir lider. Bir nevi "kral öldü, yaşasın yeni kral" modeli.

Partinin bilinç oluşturma çabalarının en büyüğünü geçmişi değiştirme fonksiyonu oluşturuyor ki günümüzde de bu kısmen de olsa yapılabiliyor.

Kitapta geçen bazı sözler var ki ders çıkarılması gerekir. Örneğin en çok aklımda kalmış olanı: "Eyleme geçmek için bilinçlenmek gerekir, bilinçlenmek için de eyleme ihtiyaç vardır." Alıntıladım ama birebir değil aklımda kalan hali bu.

Sonuç olarak kitap, bir gün içinde alıp bitirme hevesi uyandıran, "aaa bu şimdi de var halbuki" dedirten bir devlet taşlaması. Alın okuyun gari.