22 Haziran 2011 Çarşamba

SPİNOZA : “DEUS SIVE NATURA” (TANRI YA DA DOĞA)

  SPİNOZA : “DEUS SIVE NATURA”


Spinoza, Yahudi cemaatinden dışlanınca Baruch olan adını, Benedictus olarak değiştirmiştir. Annesi haham olmasını istediği için ilahiyat eğitimlerinden geçmiştir. Bu, Spinoza’nın din bilgisini geliştirmiştir. Buna karşın başını belaya da soksa dinlere karşı sorgulayıcı bir tavır takınmıştır. Nitekim bu “sapkın” düşüncelerinden dolayı da bağlı bulunduğu cemaatten atılır. 


Spinoza’yı en çok etkileyen düşünür ise Descartes olmuştur. Bununla birlikte Descartes’in düalist töz anlayışını, monist felsefeye çevirmiştir. İşte bu monist felsefe, Spinoza’nın özünü oluşturur. Tek bir töz vardır: “Deus sive Natura( Tanrı ya da Doğa).


Spinoza, temel eseri olan “Ethica”da, ilk bölümün adını “Tanrı üzerine” koymuştur. Buna karşılık olarak tanım olarak kendinin nedenini (causa sui) yapmıştır. Başta şaşırtıcı gelse de olay aslında basittir: Spinoza’ya göre Tanrı ile kendinin nedeni aynı şeydir. (SPINOZA, 2007: 11-33)
“Kendinin nedeni ile özü varoluş içereni ya da var olmadıkça doğası kavranamayanı anlıyorum.” (AĞAOĞULLARI, vd, 2005: 26)


Kimileri onun için ateist dese de -ki bütün panteistler bu muameleye maruz kalmıştır- panteist düşünceler geliştirmiş ve monist bir tanrı-doğa düşüncesine evirilmiştir. Spinoza’da Tanrı kavramının yerini anlamak için kendi sözlerine bakmak yeterlidir:
“Var olan her şey Tanrı içinde vardır ve Tanrı olmaksızın hiç bir şey ne var olabilir ne de kavranabilir.”[1] (SPINOZA, 2007)


Stoacıları onaylar nitelikteki bu sözleri ile Spinoza, Tanrı, her şeydir ve her şey Tanrıdır demek ister. Tanrı-insan-evren diye bir ayrım ise sadece aklın yanılsamasıdır. Tanrı, insan ve evrenle birdir. Tanrı kendisinin ve her şeyin nedenidir. Spinoza’nın, bu görüşleri benimsemesini Endülüs İspanyası’nda yaşayan mutasavvıflara bağlayan görüşçüler de vardır.


Aslında Spinoza’nın Tanrı anlayışı hakkında oluşmuş bir görüş birliği yoktur. Spinoza’yı materyalist, natüralist veya akozmik olarak niteleyen yorumlar olduğu gibi, ateist, panteist, panenteist olarak niteleyenler de vardır. Dikkat edilirse bu nitelemelerin hepsi panteizmin özelliklerindendir. Spinoza’nın panteist olması aynı zamanda ateist olmasını gerektirir. Spinoza’daki Tanrı kavramının “yaratıcı” bir güze tekabül etmediği ortadadır. Literatürde ateist, sanılanın aksine Tanrıya inanmayana değil semavi Tanrıya inanmayana denir. Yani, Budistler de ateist bir dine mensuptur. O yüzden ateizm ve panteizm çelişik iki kavram değildir. Natüralizm ve materyalizm de zaten panteizmin tanımının içinde var olan anlayışlardır. Panteizm ve panenteizm birbirleriyle çok karıştırılan iki kavram olmakla birlikte aralarından çok önemli bir farklılık vardır: Panteizmde her şey Tanrıdır, Pan-enteizmde ise her şey Tanrıdan sudur etmiştir. Spinoza konusunda şu çok nettir: O bir monisttir. (AĞAOĞULLARI, 2005: 26-27)


Spinoza hakkında söyleyebileceğimiz en temel nokta ise, daha önceki panteistlerden hiçbiri, “panteizmi mantıki sonuca götürme”de Spinoza kadar başarılı olmamıştır. (ARICAN, 2004)


             KAYNAKLAR:


Ağaoğulları, Mehmet Ali, Zabcı, Filiz Çulha, Ergün, Reyda, Kral-Devletten Ulus-Devlete, İmge Kitabevi Yayınları, 2005, Ankara
Arıcan, M. Kazım, Spinoza’nın Tanrı Anlayışı, İz Yayıncılık, 2004
Spinoza, Benedictus, Etika, çev. Hilmi Ziya Ülken, Dost Kitabevi, Ankara, 2007





[1] Dikkat edilirse Stoacıların tanımına çok benzemektedir.

3 yorum:

  1. Paylaşımlarınızı sürekli takip ediyor ve çok beğeniyorum . Plastik çöp konteyner olarak paylaşımlarınızın devamını bekleriz .

    YanıtlaSil
  2. Cok guzel bir yazi,guzel bir paylasim.Ben de kendi blogumda paylasmak istiyorum,musade ederseniz...

    YanıtlaSil
  3. Kaynak belirttiğiniz sürece her yazıyı paylaşabilirsiniz. Onur verir.

    YanıtlaSil